28 Şubat 2010 Pazar

bağlantılar.

Sabahın altısında dikme direk oturan bendenizden başka düşünenler var mıdır acaba Şili’nin 8.8 şiddetinde sallanmasıyla Türkiye medyasının Tayyip Erdoğan şiddetinde sallanması arasındaki bağlantıyı?

Yahut önceki günlerde gözaltına alınan Tarkan Tevetoğlu’nun dün gece 8 saat boyunca sorgulanması sırasında ikram edilen pizza, muz ve portakalla beslenmesi ve sonrasında amirin bilgisayarında oyun oynayarak rahatlamasını kim aklına getirip arada bir çelişki arayacak önümüzdeki saatlerde olması muhtemel bir Tekel müdahalesinden sonra gözaltına alınan işçileri gördüğünde?

Işık hızıyla değişen gündemlerin çöplüğünde hala daha sonuçlanamamış yüzlerce gazete manşetinin bulunması kimin kafasını hiç durmadan kurcaladı, kurcalayacak?

Yaşamak için ihtiyar, ölmek için çocuk insanlar var sabahın altısında sokaklarda. Her birin de ayrı bir telaş, ayrı bir hikaye.. elbet birilerinin kulağını değmiştir “Balyoz” operasyonu ve elbet birileri Tarkan Tevetoğlu’ndan da haberdardır. Ve fakat ya hiç durmadan yapılan zamlar? Ya Haiti cehennemi? Ya Şili? Ya maaşlara yapılamayan zamlar ve açlık? Magazinsel öğelerle sunulan darbe haberlerinin ve bir magazin ışığı Tevetoğlu’nun gözaltında bulunmasının insanlar için önemi ne de yüksekmiş meğer. Karsını çoluğunu, çocuğunu unutabiliyormuş insan.

Şimdi sabahın altısında patolojik bir vakanın yansıması suretimle yaşıtlarımdan farklı Şili’deki depremin mi bilançosu daha ağır olacak yoksa sözleriyle medyayı sallayan Erdoğan’ın mı düşünüyorum. İçinden çıkılmazlarla sunuluyor bütün haberler. Ve sözde aydınların bile anlam getiremediği olaylara milyonluk “sıradan” insanlar ne yorumlar getirecekler bilemiyorum.

Bu arada Erdoğan ne mi dedi?

‘Bu ülkeyi germeye kimsenin hakkı yok’ ve daha nice vecizeler(!)

Ülkeden kasıt neydi peki? Hükümet mi? Erdoğan mı?

Haklı! Bu ülkede kimsenin hükümeti ve Erdoğan’ı germeye hakkı yok. Ya yayın müdürlüğünden olursunuz, ya köşenizden, işinizden.. Şimdiden geçmiş olsun Bekir Coşkun..


uur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder