5 Mart 2010 Cuma

İranlı yönetmen Panahi gözaltında


Gözaltına alınan İranlı yönetmen Cafer Panahi'nin, 2009'daki seçim ve sonrasındaki sokak gösterilerine ilişkin bir film hazırlığı içinde olduğu iddia edildi. Oğlu ise "rejim karşıtı film" iddiasını yalanladı.

İranlı Azeri yönetmen Cafer Panahi, geçtiğimiz Pazartesi gecesi ailesi ve evindeki konukları ile birlikte gözaltına alınmıştı. Panahi’nin eşi ve kızının da aralarında bulunduğu 14 kişi dün serbest bırakılırken, Cafer Panahi, Muhammed Rassulof ve Mehdi Purmussa halen gözaltında.

Panahi ve yakınlarının gözaltına alındığı haberi Salı günü, Ahmedinejad muhalifi hareketin internet sitelerinden Rahesabz’da yer almıştı. Panahi’nin baskın sırasında evde olmayan oğlunun verdiği bilgiye göre, ünlü yönetmenin evi sivil giyimli polisler tarafından basılmış, evdeki bilgisayarlara ve pek çok belgeye de el konulmuştu.

Haberin batı basınında da yer alması üzerine konuyla ilgili açıklama yapan Tahran Başsavcısı Abbas Jafari Dolatabadi, Panahi’nin gözaltına alındığını doğrulamış, ancak olayın siyasi boyutunun olmadığını savunarak, “Sanatçı olmasıyla ilgili ya da siyasi bir durum değil. Birtakım suçlar işlediğinden şüpheleniliyor. Soruşturma sürüyor" demişti.

"Rejim karşıtı film çekeceği için tutuklandı" iddiası
Ancak muhalif medya organlarından Tabnak’a göre, Panahi rejim karşıtı bir film hazırlığı içinde olduğu için tutuklandı. İddiaya göre Panahi, İran’da Haziran 2009’da gerçekleştirilen tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimleri ile seçim sonuçları açıklandıktan sonra patlak veren sokak çatışmaları hakkında bir film yapmaya hazırlanıyordu. Hazırlıkları gizlice sürdürülen ve yurtdışında çıkarılarak gösterilmesi planlanan filmden haberdan olan devletin, bir baskınla Panahi ve arkadaşlarını gözaltına aldığı söyleniyor.

Yönetmenin oğlu Panah Panahi ise bu iddiayı yalanladı. Muhalefet lideri Mir Hüseyin Musavi’nin resmi internet sitesi olan Kamele’de yer alan açıklamada, "Babam rejim karşıtı ya da güncel olaylarla ilgili herhangi bir film yapmamıştır. Ancak bu gözaltılar esnasında babam izinleri alınmış olan bir film projesi yürütüyordu” ifadeleri yer alıyor.

50 yaşındaki Cafer Panahi, geçtiğimiz ay gerçekleşen Uluslararası Berlin Film Festivali’nin onur konukları arasında olmasına karşın ülke dışına seyahat etmesi yasaklandığı için festivale katılamamıştı. Panahi ve ailesi, 2009 yazındaki seçim sonrasında yaşanan sokak gösterilerinde ölen Nida Ağa Sultan’ın cenazesine katıldığı için de kısa bir süreliğine gözaltında tutulmuştu.

Kadın sorununa eğilen filmleri ile tanınıyor
Tahran Üniversitesi Sinema-Televizyon Bölümü mezunu olan Panahi, bir süre ünlü İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’nin yardımcısı olarak çalıştıktan sonra çektiği Beyaz Balon (1995), Ayna (1997), Daire (2000), Kanlı Altın (2003) ve Ofsayt (2006) adlı filmleri ile dünya çapında ilgi uyandırdı. Yeni-gerçekçiliğe yakın bir tarzı olan yönetmen, bunun yanında İran sinemasının genelinde olduğu gibi metaforlara da sıkça başvuruyor.

Yönetmene uluslararası festivallerde ödül getiren "Daire" ve "Ofsayt" filmleri, İran'ın büyük kentlerinde gündelik hayattan kesitler sunarak kadınların kamusal alandan dışlanışını eleştiriyor. Daire ile 2000 yılında Venedik’te Altın Aslan ödülünü alan Panahi, Ofsayt ile 2006 yılında Berlin’de Altın Ayı'ya layık görülmüştü. "Kanlı Altın"da ise, günümüz İran toplumunda zenginler ve yoksullar arasındaki uçurumun bir emekçinin yaşamı üzerindeki yıkıcı boyutları işleniyor.

Panahi’nin de aralarında olduğu birçok İranlı yönetmenin filmleri İran’da gösterim şansı bulamazken uluslararası film festivallerinde ilgiyle izleniyor. Ülkede filmlerin senaryodan gösterim aşamasına dek sıkı bir denetimden geçiriliyor olması, rejime muhalif olduğu ya da dini kurallara uymadığı saptanan filmlerin sansüre takılması, birçok yönetmenin filmlerini kendi ülkelerinde göstermeyi gözden çıkararak doğrudan yurtdışındaki festivallere yönelik çalışmalarına neden olmuş durumda.

Türk sinemasının acı kaybı


Yılmaz Duru'nun cenazesi, Teşvikiye Camisinde ikindi vakti kılınacak.
Yılmaz Duru'nun cenazesi, Teşvikiye Camisinde ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. 1933 yılında Adana'da dünyaya gelen Duru, 1944'te ''Ses'' operetiyle sahneye çıkarak sanat yaşamına adım attı. Duru, bir dönem profesyonel dansçılık yapmasının ardından 1954 yılında oyunculuğa başladı.

Amerika'ya giderek dans öğretmenliği yapan Duru, orada sinema ve televizyon üzerine eğitim alıp, Türkiye'ye döndükten sonra Tura Film adlı bir şirket kurarak yönetmenlik ve yapımcılığa başladı. ''Ekmek Kavgası'' adlı filmle yönetmenliğe başlayan Yılmaz Duru, senaryo çalışmalarının yanı sıra 3 filmin müziklerine de imza attı.
Altın Portakal Ödülü sahibi de olan Duru, ''İnce Memed Vuruldu'', ''Dövüşe Dövüşe Öldüler'', ''İnce Cumali'', ''Zalimler'', ''Erkekler Ağlamaz'' gibi filmlerin yönetmenliğini üstlendi.Duru'nun rol aldığı filmler arasında, ''Çete Şeyh'', ''Ahmed'in Gözdesi'', ''Beni Şafakta Vurdular'', ''Hancı'', ''Ölmek İstiyorum'', ''Gecelerin Hakimi'', ''Acı Zafer'' ve ''Dünya Kadınla Güzel'' adlı yapımlar bulunuyor.

Oscar Ödülleri'nde skandal


Oscar'a aday olan "The Hurt Locker" filminin prodüktörü Nicolas Chartier'in Oscar törenine gelmesi yasaklandı.
Chartier'in 19 Şubat'ta yolladığı "Bize oy verin" e-maili jüri üyeleri arasında tepki yarattı. Pazar günü dağıtılacak Oscar ödüllerinde en iyi film adayı olan ve favoriler arasında yer alan "The Hurt Locker" filminin kazanması için kural dışı yollara başvuran Fransız yapımcı Cartier'in, yolladığı e-mailde Avatar filmini kastederek, "500 milyon dolarlık filmler yerine bize oy verin" yazdığı belirtildi.
Olayın ardından açıklama yapan Mr. Chartier özür dileyerek yaptığının aptallık olduğunu ve ilk kez Oscar'a aday oluşunun bu tavrı için bir bahane olamayacağını, bundan büyük pişmanlık duyduğunu belirtti.

Fazıl Say Abu Dabi'de


Piyanist ve besteci Fazıl Say, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenen Al Ain Klasik Müzik Festivali’nde izleyici karşısına çıkacak.
"Abu Dabi Klasik" tarafından düzenlenen Al Ain Klasik Müzik Festivali’nde sahne alacak olan Say, konserde kendi eserlerinin yanısıra George Gershwin’in solo piyano ve caz orkestraları için bestelediği "Rhapsody in Blue" adlı eserini yorumlayacak. Konserde Fazıl Say’a, Şef Daniel Harding yönetimindeki Mahler Oda Orkestrası eşlik edecek.
1898 yılında yapılan ve "Arap Körfezi’nin bahçesi" olarak adlandırılan Al Jahili Kalesi’nin etkileyici atmosferinde düzenlenen festival, doğulu ve batılı müzisyenlerin buluşma noktası kabul ediliyor.