11 Şubat 2010 Perşembe

hergün bir şair (Ataol Behramoğlu)


13 Nisan 1942’de İstanbul Çatalca’da doğdu. İlköğrenimini Kars ve Çankırı'da yaptı. 1966'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. 1962'de Türkiye İşçi Partisi'ne girerek ilk örgütlenme çalışmalarına katıldı. "Fikir Kulüpleri Federasyonu"nun (FKF) kurucuları arasında yer aldı. "Dönüşüm" dergisininin kuruluş çalışmalarına katıldı, sahipliğini üstlendi.
1970'te İsmet Özel’le birlikte "Halkın Dostları" dergisini çıkardı. Aynı yıl İngiltere'ye, daha sonra Fransa'ya gitti. Paris'te otel katipliği, öğretmenlik yaptı. 1972'de Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Sovyet edebiyatı üzerine inceleme yaptı. 1974'te Türkiye'ye döndü. İstanbul Şehir Tiyatroları'nda dramaturg olarak çalıştı. 1975'te kardeşi Nihat Behramoğlu'yla birlikte "Militan" dergisini kurdu. "Sanat Emeği" dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
1979'da Türkiye Yazarlar Sendikası'nın genel sekreteri oldu. Yayınevlerinde çalıştı. 12 Eylül harekatından sonra 1982’de Barış Derneği Davası nedeniyle 10 ay tutuklu kaldı. 1984’te Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’ne bağlı Centre de Poetique Comparee bölümünde Türk ve Dünya Şiiri üstüne seminerler izledi, çalışmalar yaptı. İlk şiirleri "Ataol Gürus" takma adıyla Yeni Çankırı, Yeşil Ilgaz, Çağrı gibi yerel gazete ve dergilerde yayınlandı.
Yükseköğrenimi sırasında Yapraklar, Dost, Evrim, Ataç gibi dergilerde çıkan şiirleriyle dikkat çekti. Bu dönemin şiirlerini biraraya getiren ilk şiir kitabı "Bir Ermeni General" 1965'te Ankara'da Toplum Yayınevi'nce basıldı. Gençlik dönemi şiirlerinde Orhan Veli, Attilâ İlhan ve İkinci Yeni şiirinin ortak özellikleri etkin. Gerçek şiir kimliği 1965-1971 arasında Papirüs, Şiir Sanatı, Yeni Gerçek, Yeni Dergi ve Halkın Dostları'nda çıkan şiirleriyle oluştu. Bu şiirlerde toplumcu, etkin bir edebiyat anlayışının örnekleri yer aldı.
Uzun yıllar siyasi nedenlerle Fransa'da ikamet etti. Şiirleri bütün büyük dillere çevrildi. Toplumcu gerçekçi şiir ilkelelerine yöneldi, şiirini yeni biçim ve tema arayışlarıyla besledi. Çevirileriyle de dikkat çekti. Edebiyat ve kültür üzerine yazdıkları, antoloji ve diğer çalışmalarıyla kuşağının önde gelen yazarları arasına girdi.Kendisi halen İstanbul Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümünde doçent sıfatıyla anabilim dalı başkanlığı görevini yürütmektedir.

--------------

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Şehre simsiyah bir kar yağar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarımın arasından
Gecenin geldiğini görürüm

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçeğe gömüp
Ağlamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Alıp başımı gitmek isterim
Bir akam bir kente girerim
Kayısı ağaçları arasından
Gidip denize bakarım
Bir tiyatro seyrederim

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Uzaktan bir bulut geçer
Karanlık bir çocukluk bulutu
Gerçeküstü bir ressam
Dünyayı değiştirmeye başlar
Kuş sesleri, haykırışlar
Denizin ve kırların
Rengi birdenbire karışır

Sana bir şiir getiririm
Sözler rüyamdan fışkırır
Dünya bölümlere ayrılır
Birinde bir pazar sabahı
Birinde sararmış yapraklar
Birinde bir adam
Her şeye yeniden başlar

Ataol Behramoğlu

gözler

Her şeyin sırrını ele verir gözler. Bir kayboluşun, sevginin, yaşın, umudun, kişiliğin ve kimliğin sırrını mesela. Aşklar ilkin gözlerde başlar. Ve son veda sözcüklerinde gözlerden süzülür yine okyanus dolusu yaşlar..

Peki ya ne kadar çabalayabilir insan sadece gözlerini görebildiği bir insan için? Bir ömür? Bir yıl? Bir an? Bilmiyorum..

Yalpalıyor kelimelerim yüzü her aklıma geldiğinde, onu her düşünüşümde burkulan içimi kaplıyor kasvetli bir hüzün.. Dün gözlerine son defa bakarken, acaba dedim. Acaba on yıl sonra, kiminle? Nerde? Nasıl? Bir oyuncunun dramını sezdim. Elinde şarap şişesi sokaklarda dolaşan yaşlı bir kadın gördüm. Gözlerimi kaçırdım gözlerinden.

Bir mülteci, bir şair, yaralı bir anka kuşu yanıp da dirilemeyen, adına hüzün yapışmış ne varsa “o”. ‘mutlu gözlerini binlerce orospunun çürümüş etleriyle kaplamış “o”. Yanına yaklaşılmaz bir koku üzerinde. Ama yinede, gözlerinde.. Bakma! Görme! Daha ne kadar acı, ne kadar çocuk, ne kadar keder ve yalanlar var.. Bilme!

Kaçıyorum aynalardan. Gözlerim gözlerine değmişti “o”nun söküp atsam mı yuvalarından? Tenimde zehri, içimde hüznü.. ama yinede gözleri.. bir mülteci, bir şair yaralı bir şarkı, ayağı kırık bir şiir.. Gözlerine ne iltifatlar yakıştırsam karşılamaz bakışının anlamını. Hiçbir betimleme tam anlatamaz geçişmiş acılarını!

Her insan yaşar elbet ağır aksak kör topalda olsa yaşar.. her şeyi saklayabilir insan hayatı boyunca, binlerce yalan ve binlerce kılıfa sokabilir hatalarını, acılarını. Ama her şeyin sırrını ele verir gözler. Bir kayboluşun, sevginin, yaşın, umudun, kişiliğin ve kimliğin sırrını mesela..


uur

TİYATROLARDA NELER VAR?


Shakespeare'in yazdığı, Kemal Aydoğan'ın yönettiği ''7'' adlı müzikal, 4 Şubattan itibaren 7 Şubat Pazar gününe kadar Oyun Atölyesi'nde sahnelenecek. Haluk Bilginer'in baş rolü oynadığı eserde, Evrim Alasya, Selen Öztürk, Zeynep Alkaya ve Tuğçe Karaoğlan rol alıyor. ''Bir şeyler'' üzerine kurgulanan oyunda, ergenlikle yaşlılık arasında insanın geçtiği birtakım ''durakların 7 perdelik ömrü'' ele alınıyor.

Neena Beber'in yazdığı, Tufan Karabulut'un yönettiği ''Kurgu'' adlı oyun, 7 Şubat Pazar günü Barış Manço Kültür Merkezi'nde gösterilecek. Tiyatro Fora'nın sahneye koyduğu eserde, Tufan Karabulut, Arda Kavaklıoğlu ve Yeşim Alıç oynuyor. Oyunda, çocukluk arkadaşının çöküşünü izleyen, hırslı bir sinemacının hikayesi anlatılıyor.

Murat Karasu'yun yönettiği ''Beyaz'' adlı eser, 5 Şubatta Fransız Kültür Merkezi'nde sanatseverlerle buluşacak. Başak Daşman ve Zeynep Utku'nun rol aldığı oyun, ölmekte olan annelerinin başında beklemek zorunda kalan iki kız kardeşin yaşadıklarını ele alıyor.

Kaan Erkam'ın yazdığı, yönettiği ve oynadığı ''Meyhanede'' adlı oyun, 6 Şubat Cumartesi gününden itibaren hafta boyunca Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi'nde izlenebilecek. 1899 yılının İstanbul'unda geçen oyunda, bir Ermeni meyhanesinde yaşanan bir sohbeti içeriyor. Ünlü modacı Neslihan Yargıcı'nın da rol aldığı eserde, Hasan Bayrak, Levent Tayman, Elçin Fakir, Kaan Erkam, Ararat Mor, Aris Bayraktaryan ve Sultan Çelik rol alıyor.

Susanne Schneider'in yazdığı, Savaş Mutlu'nun yönettiği ''Elveda Saray-Bosna'' adlı eser, 6 Şubatta Kartal Belediyesi Uğur Mumcu Sahnesi'nde izleyiciyle buluşacak. Yeliz Alkan, Adilcan Demirel ve Erdem Topuz'un oynadığı eserde, düşman tarafından kuşatılmış Saraybosna'da yaşanan olaylar ele
alınıyor.

Selçuk Mert'in yazıp yönettiği ''Yap Boz'' adlı oyun, 11 Şubat Perşembe günü Kumbaracı 50'de sahnelenecek. Ulaş Adıyan, Onur Berk Arslanoğlu, Burcu Büyükakkaş, Onur Çakmak ve Ozan Erbak'ın rol aldığı oyunda, şiddetin toplum mekanizması ve toplumsal oyunlarla iç içe geçen noktaları anlatılıyor.

Yunus Emre Kültür Merkezi'nde ise 5 Şubatta ''Meyve Bahçesi Bizim Olacak'', ''Sokağa Çıkma Yasağı'' ve ''Tersine Dünya'' isimli oyunlar ile 7 Şubat Pazar günü ''Denizkızı ve Korsanlar'' adlı oyun izlenebilecek.

ŞEHİR TİYATROLARI'NDAN YENİ OYUN: ''BAKHALAR''
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Romanya Cluj Ulusal Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Mihai Maniutiu ile Romanyalı sahne-kostüm tasarımcısı Valentin Codoiu ve Romanyalı koreograf Vava Ştefanescu'nun birlikte çalıştığı ''Bakhalar'' adlı oyunu tiyatroseverlerle buluşturuyor.
Euripides'in yazdığı, Mihai Maniutiu'nun düzenleyip yönettiği oyunun prömiyeri, 5 Şubatta Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde gerçekleştirilecek. Çevirisini Tarık Günersel'in, sahne-kostüm tasarımını Valentin Codoiu'nun, koreografisini Varvara Ştefanescu'nun, ışık tasarımını Murat Selçuk'un yaptığı oyunda, Jülide Kural, Şebnem Köstem, Aslı İçözü, Meriç Benlioğlu, Özge Borak Şakrak, Özge Kırış, Nergis Çorakçı, Seda Fettahoğlu, Esin Umulu, Çağlar Yiğitoğulları, Ali Mert Yavuzcan, Doğan Altınel, Mert Tanık, Okan Patırer, Nihat Alpteki, Cemal Ahhan Şener ve Özgürefe Özyeşilpınar rol alıyor.
Oyun, 14 Şubat Pazar gününe kadar izlenebilecek.

ÇOCUK TİYATROSU
Küçük tiyatroseverler ise hafta boyunca İçim Smartt ana sponsorluğunda, BKM organizasyonuyla düzenlenen dünyaca ünlü Face Team ekibinin Bugs Bunny ile ''Basket Show''unu, 6 ve 7 Şubat tarihlerinde Abdi İpekçi Spor Salonu'nda izleyebilecek. Tüm dünyada çocukların sevgilisi olan ünlü çizgi film kahramanı Bugs Bunny, İstanbul'a kendisi gibi çok ünlü arkadaşları ile geliyor.

Türk Telekom'un çocuklar için geliştirdiği ''TTÇocuk'' portalının sponsorluğuyla Türkiye'de bulunan Disney Live ''Mickey'nin Masal Dünyası'' adlı müzikal gösteri, hafta boyunca Haliç Kongre Merkezi'nde sergilenmeye devam ediyor. Mickey, Minnie, Donald ve Goofy'nin sunumuyla, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Sindirella, Güzel ve Çirkin masallarının canlandırıldığı gösteride, görkemli bir dekor, etkileyici koreografi, yaratıcı ışıklandırma ve muhteşem kostümler ön plana çıkıyor.