11 Şubat 2010 Perşembe

gözler

Her şeyin sırrını ele verir gözler. Bir kayboluşun, sevginin, yaşın, umudun, kişiliğin ve kimliğin sırrını mesela. Aşklar ilkin gözlerde başlar. Ve son veda sözcüklerinde gözlerden süzülür yine okyanus dolusu yaşlar..

Peki ya ne kadar çabalayabilir insan sadece gözlerini görebildiği bir insan için? Bir ömür? Bir yıl? Bir an? Bilmiyorum..

Yalpalıyor kelimelerim yüzü her aklıma geldiğinde, onu her düşünüşümde burkulan içimi kaplıyor kasvetli bir hüzün.. Dün gözlerine son defa bakarken, acaba dedim. Acaba on yıl sonra, kiminle? Nerde? Nasıl? Bir oyuncunun dramını sezdim. Elinde şarap şişesi sokaklarda dolaşan yaşlı bir kadın gördüm. Gözlerimi kaçırdım gözlerinden.

Bir mülteci, bir şair, yaralı bir anka kuşu yanıp da dirilemeyen, adına hüzün yapışmış ne varsa “o”. ‘mutlu gözlerini binlerce orospunun çürümüş etleriyle kaplamış “o”. Yanına yaklaşılmaz bir koku üzerinde. Ama yinede, gözlerinde.. Bakma! Görme! Daha ne kadar acı, ne kadar çocuk, ne kadar keder ve yalanlar var.. Bilme!

Kaçıyorum aynalardan. Gözlerim gözlerine değmişti “o”nun söküp atsam mı yuvalarından? Tenimde zehri, içimde hüznü.. ama yinede gözleri.. bir mülteci, bir şair yaralı bir şarkı, ayağı kırık bir şiir.. Gözlerine ne iltifatlar yakıştırsam karşılamaz bakışının anlamını. Hiçbir betimleme tam anlatamaz geçişmiş acılarını!

Her insan yaşar elbet ağır aksak kör topalda olsa yaşar.. her şeyi saklayabilir insan hayatı boyunca, binlerce yalan ve binlerce kılıfa sokabilir hatalarını, acılarını. Ama her şeyin sırrını ele verir gözler. Bir kayboluşun, sevginin, yaşın, umudun, kişiliğin ve kimliğin sırrını mesela..


uur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder