20 Haziran 2010 Pazar

Politika

Politika var mı doğada? Soru bu! İnsanlara ait olan bir özellik; yerküre ve kara parçalarını anlaşmalarla sınırlayıp 5 kıtayı 200 devlete bölmüşler. Ve bunları yöneten kişiler politikacı sayılıyor.

***

Dünya üzerinde yegane amaç hiç bitmeyen insan saltanatı içerisinde, “sözde” devlet çıkarları adına 200 devleti yöneten kişilerin ve onlara tama edenlerin ve onların ailelerinin ceplerinin dolması, günlerinin geçmesi, rahatları ve geleceğe isim bırakacak birkaç “resmi tarih”e imza atmaları.
***

Çocukluğumun haylazlık fazlası zamanlarında televizyonlarda nutuk atan insanları düşünürdüm. Onlar gibi konuşabilmek için yemek masasını önüme çeker ve başlardım nutuğuma! “Babalar işe gitmeyecek. Çocukları babalarını görebilecekler. Babaların parası olacak, çocuklarına oyuncak alacaklar”

***

Benim oyuncaklarım vardı. Ama olmayanları görüyordum ve babasını haftada bir iki saat görebilen arkadaşlarımın anlattıklarını dinliyordum. Benim için en büyük sorundu babanın eve ve çocuğa vakit harcayamaması o günlerde.

***

Aslında salt olarak politika yapıyordum ve fakat reel değil. Aşırı ütopik!

***

Ama neye ve kime göre ütopik?

***

Geçen gün bir okurdan mail geldi. Beni aşırı komünist olmakla ve solculukla, kendince suçluyor. Oysa ben hiç komünistim demedim? Yahut solculuğumdan ahkam kesmedim.

***

Soldan bakan birkaç yazı yazdım doğru. Eleştirdiğimde oldu fakat solu.

***

Sorun bu işte. İnsanların aklına mıhlanan ve lekelenen terimler.

Benim bütün amacım terimleri yok edebilmek halbuki. Ne sol, ne sağ. Hiçbiri umrumda değil. Sadece politika istiyorum. Çocukluk sorunlarından farklı, sadece yaşamak odaklı politika.

***

İnsanın insana olan saltanatının son bulması için üretilecek olan politika. Kendi elit kesimini yaratmayacak politika, eşitlik diyerek, halkın eşitliğinden sonra yönetimin bir basamak üst olmasını sağlamayan politika.

***

Günümüzde vatandaşlık yapay bir etiket gibi kalıyor. Parlamentoda “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” denmiyor mu?

Peki ya millet hangi meclis lokantasında bir çorbaya 50 kuruş ödüyor? Yahut hangi millet mensubunun gemiciği, bilmem kaç dönüm tarlalarda yetiştirdiği mısırı ve patatesi ihraç etmesinde öncelik sağlayacağı “politikacı” babası var?

***

Politikalar, insanın insana olan köleliğini ve düzenin işlevselliğini yitirmemesi için halkın önüne atılması gerekli birkaç sosyal yem yasasını yaşatmaktan başka ne halta yarıyor ki insanlığın varlığından bu yana?

***

Bir şey var görüyorum,

Bir şey var biliyorum diyordu şair,

Ve fakat konuşamıyorum..,

Konuşsam,

Asırlarca zindan.

Konuşsam “Komünizm Propagandası”

HHH

Peki tamam sustum, bırakalım sürsün, insanın insana hiç bitmeyen hegemonyası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder