12 Mart 2010 Cuma

'TRT kendi sanatçısını dışlıyor'


TRT İstanbul Radyosu, 11-12 Mart tarihleri arasında “Yayıncılıkta Türk Müziği” başlıklı bir sempozyum düzenleniyor. Ancak sempozyumda kurumun kendi sanatçılarına söz hakkı verilmiyor!

Harbiye'deki TRT İstanbul Radyosu'nda gerçekleştirilen sempozyumun ilk günü olan dün, gerçekleşen üç oturumda tek bir TRT sanatçısına bile konuşmacı olarak yer verilmedi. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Basından Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açılış konuşmalarının ardından başlayan oturumlarda, Power FM, Kral Radyo, Açık Radyo, ATV, Şahin Özer Yapımcılık, Ulus Müzik, TMC, Müzikotek, TTNet gibi özel yayın kuruluşlarının ve müzik piyasasının temsilcileri konuştu.

Konu ile ilgili bir açıklama yapan Haber-Sen, “Bu sempozyum programı da ortaya koyuyor ki, TRT yönetimi müziğe piyasanın penceresinden bakmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

TRT yönetimi TRT sanatçısına karşı
Sendikanın açıklamasında, TRT yönetiminin bu yaklaşımının son sempozyuma özgü olmadığına dikkat çekilerek, geçmişte TRT sanatçıları zararına uygulanan bazı politikalar hatırlatıldı. İşte Haber-Sen'in açıklamasında yer alan o hatırlatmalar:

- 30 Eylül 2004’te dönemin TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz imzalı bir duyuru ile yıllarını TRT’ye vermiş 400’den fazla akitli sanatçının işine son verildi. O gün şöyle demiştik: “Eğer, yıllardır evlerimizde nineyle torun aynı şarkıları mırıldanıyorsa, TRT ve TRT sanatçıları sayesindedir. Edirne’de bir Erzincan türküsüyle hüzünleniyor, Aydın’da bir Trabzon türküsüyle neşelenebiliyorsak, yine TRT ve TRT sanatçıları sayesindedir. TRT olmasaydı, belleklerimize kazınan eserler ve onları yaratan, yorumlayan sanatçılar olmayacaktı. TRT olmasaydı, kuşaklar boyunca kültürümüzü Anadolu’nun her köşesine, hatta dünyaya ulaştırmak söz konusu olmayacaktı. TRT olmasaydı, sanatsal üretim, müzik piyasasının ticari kaygılarına; televole ekranlarının yoz ellerine teslim olacaktı. TRT’nin bu görevini sürdürmesini sağlayan, ses ve saz sanatçılarıdır.”

- Şenol Demiröz’den görevi devralan İbrahim Şahin, TRT’ye gelir gelmez bir yasa değişikliği hazırlattı. Bu taslak Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı ve 8 Mart 2008 tarihinde TBMM’ye sunuldu. Yasa tasarısında, TRT sanatçılarının Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmesi öngörülüyordu. Sendikamızın öncülüğünde yapılan eylem ve etkinlikler sonuç verdi, bu düzenleme yasa tasarısından çıkarıldı.

- Ancak İbrahim Şahin, yasa ile yapamadığını daha sonra yönetim kurulu kararı ile gerçekleştirdi. TRT Yönetim Kurulunun RTÜK tarafından onaylanan 4 Eylül 2008 tarih ve 2008/304 sayılı kararı ile boş bulunan bütün stajyer sanatçı, sanatçı, orkestra şefi ve tonmayster kadroları iptal edildi. Dolu kadrolar da şahsa münhasır hale getirildi. Yani bu kadrolar boşaldıkça iptal edilecek, emekli olan sanatçıların yerine yenileri alınmayacaktı. Bu kararla birlikte TRT’ye kadrolu ses ve saz sanatçısı alımı durduruldu.

- Aynı uygulama senfoni orkestralarına da yapıldı. Bu karara göre, senfoni orkestralarında görev yapan solist sanatçıların emeklilik, nakil, ölüm gibi nedenlerle boşalan kadroları iptal edilecek, bu pozisyonlara yeniden solist sanatçı unvanı ile atama yapılamayacaktı. Boşalan “solist sanatçı” kadroları, “sanatçı” kadrosuna da çevrilmedi.

- TRT’ye kadrolu sanatçı alınmazken, yarışmalarda kısa mesaj (SMS) ile dereceye girenler ‘sözleşmeli sanatçı’ olarak çalıştırılmaya başladı.

- Sanatçı kadrolarını iptal eden TRT yönetimi, 24 saat müzik yayını yapan bir kanal açarak kamu kaynaklarını müzik piyasasına aktardı. TRT yönetimi müzik kanalını açarken 400’den fazla ses ve saz sanatçısını görmezden geldi. Müzik kanalının açılışında bir tek kadrolu TRT sanatçısına bile görev verilmedi.TRT müzik kanalıkaliteye değil popülizme, reyting hırsına teslim edildi.

TRT yönetimi yok ettiği miras ile övünüyor
Haber-Sen'in bildirisinde, TRT yönetiminin düzenlemekte olduğu sempozyumun tanıtım metninde kullanılan ifadelerin samimiyetsizliğine de dikkat çekildi. Metinde, şu ifadeler yer alıyor: “Türk Müziğine en korunaklı çatılardan biri de hiç kuşkusuz TRT olmuştur. Abide eserleri toplamış, kaybolup gitmesini önlemiş, Türkiye’nin en zengin THM ve TSM repertuarlarını oluşturmuş, doğru ve güzel icralarla geniş kitlelerle buluşturmuştur. Ayrıca birbirinden değerli saz ve ses sanatçıları yetiştirmiş ve onları istihdam etmiştir. TRT’nin, Türk Müziğine göz ardı edilemeyecek bir başka önemli katkısı da; yetiştirdiği sanatçı kadrolarıyla, diğer eğitim kurumlarının öğretim kadrolarını oluşturmasıdır. Değişen koşullar, gelişen teknoloji, farklılaşan dinleyici-izleyici istekleri doğrultusunda, zamanın gereği olarak düşünülse de, popüler kültürün gelip geçici zevk ve heveslerine heba edilmeyecek bir hazineye sahip olduğumuzun unutulmaması gerekiyor.”

Ancak bildiride de açıkça sıralandığı gibi, kurumun 2004’ten bu yana sanatçı kadrolarını yok etmeye yönelik izlediği politikalar, TRT yönetiminin aslında bu metinde övünülen mirası yok etmek için elinden gelen her şeyi yaptığını gösteriyor!

Haber-Sen, TRT yönetiminin bu metinde tarif ettiği gibi nitelikli bir müzik politikasından söz edilebilmesi için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: Boşalan kadrolara yeni sanatçılar alınmalı, sanatçıların özgürce üretimine olanak sağlanmalı, müzik piyasa koşullarına terk edilmemeli, bilimsel ve akademik etkinliklerle çıta devamlı yükseltilerek TRT tekrar okul misyonuna kavuşturulmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder