22 Şubat 2010 Pazartesi

yazı

“bir kelimeye
bin anlam yüklediğim zaman
sana sesleneceğim.”
Özdemir Asaf

Yıllar önce okuyup da bir kenara not almışım. Huyumdur, yaparım sık sık.. Beğendiğim yahut o aralar ilgilendiğim ne varsa not alırım. Sonra bir gün, bir çalışma masası temizleme saatinde çıkagelir karşıma hafif sararmış sayfalar. Ve beyaz olduğu günlere giderim umudun.

Özdemir Asaf’ın satırlarını okumaya doyamıyorum doğrusu ki altı üstü üç mısra! Birkaç yıl geride şimdi takvimim. Kim bilir hangi gözü, hangi saçı, hangi güzelliği düşünerek not alınmıştı bir kenara Asaf’ın mısraları.

Kağıdın üstünde birde tarih var. Ama hatırlamıyorum o tarihte neler hissettiğimi neler yaşadığımı. Genç yaşta Alzheimer olmuş sanki ruhum acılardan. Düşünüyorum çabalıyorum, yok arkadaş, yok hangi göze hangi söze hangi yüze ait duygularla aldım ben bu notu hatırlamıyorum.

İçim acıyor ama unutkanlıktan değil, yakın geçmişimde hatırladıklarımdan. Bir kelimeye bin anlam yüklemeye çalıştığım ve görece başarılı olduğum zamanlardan. Bir kelime bin anlam! Ama anlayana. İçimden sonlandırmak geçiriyor Özdemir ustanın benim için eksik bıraktığı mısrayı. Saygısızlık görülür diyorum da bana ne! Gören görsün arkadaş. Rakı sofralarında katledilen nice şair var. Bende gecenin bu saatinde çalışma masamın temizliğinde bir şairi kimilerine göre katletsem ne olur sanki?

“bir kelimeye
bin anlam yüklediğim zaman
sana sesleneceğim.”
BELKİ DUYARSIN!

Kimlere ne sözcüklerle seslendim günlerce? Kimler çekip gitti mutsuz gecelerde? Şimdi yine bin anlam var sözcüklerimde, anlayana.. bir kelime çok bile oysa, gözlerim seyrinde hislerim duyumsayana..


uur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder