3 Şubat 2010 Çarşamba

akşamdan kalma güne yalınayak

Ne zaman içsem ertesi güne bin bir pişmanlık, korku ve endişeyle başlıyorum. Garip!

Dün akşam içkinin dozunu tam ayarlayamadım yine. Aslında yalan yok, tam ayarladım. Tamda istediğim gibiydi her şey. Unuttum ne varsa. Kendimi bile unuttum. Sabah uyandığımda en son hatırladığım masamdan kalkan arkadaşımdı. Ötesi siyah. Ve başka hiçbir şeyi ne hatırlıyorum ne dert ediyorum şuan. Köşe yazılarına baktım uzun uzun. Sonra bir internet sitesinde bir video’ya denk geldim. bir şarkıyı klipleştirmişler. Ama ne şarkı! Ama ne klip! şarkı Kürtçe. Üşüyorum diye haykırıyor söyleyen. Dinledikçe üşüdüm. Özledim geçmişi. Ve henüz aymayan bedenimi daha bir melalkolik havaya sürükledim istemsiz.

İçimde bırakıp gitme isteği her şeyi. Ama her şeyi.. bir bavul bile istemiyorum yanımda. Bir bebek özleminde, bir bebeğin gözlerinde öylece yitmek istiyorum sadece. Kayra ve kinyas olmak istiyorum birazda.. zihnimin ölümünde yitmek yada normalleşmek yine zihnimin ölümünde.

Yazmaya bile yabancılaşıyorum. Orospu oldun iyice demişti bir arkadaşım, haklıydı sanırım. Gözlerim çukurada. İçimde hüzün ve kabulleniş halimin gerekliliğini. Öyle ya, ya akşamdan kalma güne yalınayak yürüyeceğim. Ya bir ipin ucunda ayık gençliğim!

Dünyaya yabancılaşıyorum gün geçtikçe ve insanlara ayrıca bi’ o kadar. İnsan fazla düşünmemeli diyorlar hani doğru! Düşünüp kurduğum ve hayal ettiğim kurallarım yada yaşam tarzımla o kadar farklıyım ki bu dünyadan ve insanlardan, eski kız arkadaşımın diyojen gibisin söylemini haklı çıkartmıyor değilim hani. En az onun kadar yabancıyım her şeye.

Toparlanmalıyım demek isterdim ama hayır. Beni ben yapıyorum pervasızlığım. İçim acıyor evet. Ama birazda acılar bileşimi değimliydi hayat? O halde yaşıyorum. Ve hep yaşayacağım. Daha yazsam yazılır yazı ama bir anlamı kalmaz. Zaten yitiyor yeteneğim durmadan, nefes almadan, an be an.. bitmeli.. bitti..

- rastladığım şarkı DİCEMİDİM/ÜŞÜYORUM

Uur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder